9 Haziran 2013 Pazar

Resmi algılayabilmek

ağacın kökleri

 Yandaki resme bakınca bazıları ağacı görür, bazıları gökyüzünü görür, bazıları ağacın köklerini görür, bazılarıysa gökyüzünün maviliğine uzanan yeşil dalların aslında derinlere uzanan muazzam kökleri olduğunu da algılar.  Yani resmi tümüyle görür. Bazıları da bu kadar derin sorgulamalara ne gerek olduğunu, resimdekinin alt tarafı bir ağaç olduğunu düşünür; hatta ağacı çirkin bile bulabilir.
Sanırım çoğumuzun sorunu, resmi tümüyle görememek.. Algıda seçicilikle ilgisi yok bence bu durumun. Tamamen bilinç düzeyiyle ilintili bir sonuç diye düşünüyorum..

Resmi bütünüyle görebilmek, kolay iş değildir elbette..Bunu başarabildiklerini düşünenlerin bile  göremediği teknik detaylar  var çünkü.. Örneğin bir ressam, bu resimdeki bütün renk hatalarını gördüğü için olayın duygusuna giremez belki de.. 


Resmi tam olarak algılayamayınca ne olur peki?
kararsızlıkBir sürü soru oluşur beyinlerde.
Ağaç nedir?
Kök nedir?
Derinlerde yaşayan karmaşık organizmanın tutunduğu en önemli nokta neresidir?
Kökü etkileyen bir hastalık olursa ağaç yaşar mı?
Ağacın kökünü kemiren kurtçuklara çare bulunmazsa ağaç ölür mü?
Ağaç ölürse ne olur?
.... 
Uzar gider bu sorular.



bilinemez haller
Bu sorular yanıtsız kalırsa insan kendini büyük bir sıkışmışlık duygusu içinde bulur..
Tam da benim şu anda bulunduğum ruh halleri gibi..
Sorularımıza yanıt bulamadıkça üzerimizdeki baskı daha da büyür..
Resmi unuturuz..
Resim neydi sahi, neyi anlamıştık veya anlayamamıştık?




birlikte olmak

Ne yapmalı peki?
Resmi bütünüyle göremiyorsak ne yapmalı?
Sıkışmışlık duygusundan nasıl kurtulmalı?
Belki de karıncaları örnek almalı..
Bu sosyal böcekler, kendilerinden beklenmeyen işleri başarıyorlar..
Birlikte başarıyorlar.
"Bir" oluyorlar.
Karınca sürüsü diyoruz onlara, aşağılıyoruz..
Oysa onların umrunda bile değil bu söylediklerimiz...

9 yorum :

  1. Aslında Türkler Japonlar gibi birlikte bir iş yapmazlar... Japonlarda lider anlayışı yoktur hep beraber yani karınca gibi çalışırlar ama bizde tam tersi bir lider olur ve bütün kararları o verir, onun dediği olur, onun istediği kadar çalışılır tabi bunun kötü yanı lider devleti yönetemezse devlet kötüye gider ya da liderin ölümü durumunda devlet dağılır eski Türk devletlerine baktığımızda da aynı olayı görürüz...Yani anlatmak istediğim bunun tek bir çözümü var oda Başbakanımızın elinde...Ve hiçbir zamanda olayın tamamını göremiyecez at gözlüğüyle dolaşmaya devam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben umutsuz değilim, at gözlükleri çıkarılıyor artık diye düşünüyorum..
      Umut olmadan nasıl yaşayacağız hem, değil mi ama:)

      Sil
    2. Umut fakirin ekmeğidir:)Yorumunuzdan bu aklıma geldi evet umut olmadan olmuyor tabi insanı asıl yıkanda o olduğunu düşünürsek bakalım zaman ne gösterecek bize...

      Sil
  2. merhaba,resmin tammini gorememekmi veya gormek istememekmi,hangisi acaba? mevlanaya atfedilen bir meselde korlere fil tarifi bahsinde filleri elleriyle tuturmuslar, tabi kor olan insan gozleri ile degil elleri ile dokunma ile bir seyi tarif edebilir,kimisi filin bacagini kimisi filin hortumunu veya kulagini tutmus,her bir gorme ozurlu kisi kendi elleri ile tutugu yeri fil budur veya boyledir diye tarif etmisler,yani her bir gorme ozurlu kisi farkli bir fil tarifi yapmis fili bir butun olarak gorseleridi resmin tamamini gorub anlatacaklardi.
    vesselam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada anlatmaya çalıştığım şey, olaylara yüzeysel yaklaşmamız. Derinlerde yatan nedenleri sorgulamadan yargılamalarda bulunmamız. Görmek istemediğimiz detayların aslında bazen olayların özü oluşu.. Özü kaçırdığımızda da sonuca varamayışımız..
      Yorumunuz için teşekkür ederim bu arada.

      Sil
  3. Bence herkesin özü kendine:)
    Olayların özü ya da resmin tamamı herkese göre değişiyor. Yani bir olmak veya olmamak işte bütün mesele o değil. Algılama farklıkları doğamızda var. O yüzden herkesin özü, penceresine göre şekilleniyor.
    Sıkılmışlık duygusu da dünyanın sıkıcı bir yer olmasından kaynaklanıyor.
    Bu arada insan can sıkıcı bir saç demetidir. Ben de akılsız bir robotum.
    Tutunmaya çalışıyoruz işte ne yapalım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Algılama farklılıkları elbette doğamızda var, herkesin aynı şeyi aynı şekilde tanımlamasını istemek elbette saçma olurdu. Benim söylemek istediğim şeyse, ortada bir sorun varsa eğer, o soruna yüzeysel bakmamaya çalışmak gerektiğiydi. Böyle olduğunda sorunlar çözülemiyor maalesef. Hani "kanser hastasına aspirin vermek" diye sıkça kullanılan bir deyim var ya, onun gibi. Bilimsel bakış açısı da böyledir zaten. Örneğin depresyona girdiğiniz için psikoloğa gidersiniz, o sizin çocukluğunuzda yaşadığınız travmaları irdeler. Sorunun kaynağını köklerde, temellerde, özde aramaya çalışır. Söylemek istediğim şey biraz da buydu aslında.
      Ben dünyanın sıkıcı bir yer olduğunu düşünmüyorum. Sadece onu sıkıcı hale getirenin bizler yani insanlar olduğu kanısındayım.
      Evet zaman zaman akılsız robotlar gibi davrandığımız doğru, hep birlikte bir şekilde tutunmaya çalışıyoruz, haklısınız:)

      Sil
  4. Bu yazıyı benim için yazmışsın sanki :D Resim çizerken bir sürü şey anlatmak isteyip ufaktan gizliyorum, bazı mesajlar koyuyorum, bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Genelde yoruma açık çizmeyi sevdiğim için çok farklı yorumlar alıyorum; fakat resime 10 saniye bakıp "güzel" diyen tiplere kıl oluyorum :) Resim okumak pek kolay değil aslında evet; sürekli ağaçların yeşil olması gerektiği öğretilen, bacalarından sürekli duman tüten evlerin çizdirildiği okullarda yetişen insanımızın bu zoru başarması gerek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resmi doğru okuyabilmek için aslında hem dikkatli olmak, hem de resimden anlamak gerekiyor sanırım. Siz bir çizer olarak bunu çok iyi anlatmışsınız zaten:)

      Sil