8 Mart 2014 Cumartesi

8 Martı ben böyle biliyorum!

Dünya Kadınlar Günü diye 8 mart tarihinde yapılan alışveriş indirimlerine, kadınlar matinesi ayarında yapılan vıcık vıcık kutlamalara, alınan saçma sapan pahalı hediyelere, 8 mart diye boğazda yemeğe çıkmalara oldum olası antipati duymuşumdur. Kadınların görevinin “çocuk yapıp evde oturmak“ olduğunu düşünen dayatmacı zihniyete inat, bugünün anlamını bir hatırlayalım derim.

emekci kadinlar gunu

8 marta neden kırmızı karanfil yakışır?

Bakmayın öyle keskin kelimelerle giriş yaptığıma, 8 martta da hediye alınır elbet; ancak 8 martta verilecek en güzel hediye kırmızı karanfildir. Neden mi? Tarih bloğu gibi hissedeceğim kendimi ama bu konuya da kısaca açıklık getirmek isterim.

1974 yılında Portekiz'de diktatöre karşı darbe yapan askerler, silahlarının namlularına karanfil takmışlardı ve de tüm dünya bu görüntüden çok etkilenmişti. Sözün özü şudur ki  Portekiz, diktatörlükten demokrasiye tarihe “karanfil devrimi” olarak adını yazdıran, şiddet içermeyen bir devrimle geçmişti. O gün bugündür de barışçıl bütün anmalarda kırmızı karanfil bir sembol olmuştur sol gelenekte. Ne alakası var demeyiniz, belki de 8 mart özel kadın indirimi kampanyalarından günün anlam ve önemini unuttunuz!

O halde gelelim 8 marta, ne olmuştu?

Kadın erkek eşitliğinin çok ötesinde, “kadınlar başımızın tacıdır” gibi hamasi lafların da çok ötesinde bir emek mücadelesi, bir despotizmle savaşma günüdür 8 mart.

1857 yılında, yani tam 157 yıl önce Amerika'da 40.000 dokuma işçisi daha iyi koşullarda çalışmak için greve gittiler. İstedikleri, 12 saatlik çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerin yükseltilmesiydi. Ancak çok bildik bir senaryo yaşandı; polis aynı bugün olduğu gibi işçilere saldırdı, onları fabrikaya kilitledi, barikatlar kurdu.

 Fabrikada yangın çıktı..

Kaçamayan 129 kadın işçi yanarak can verdi! Suçları neydi, suçları insanca çalışma hakkı istemekti..

Bir cenaze töreni düzenlendi on binlerin katıldığı, ama ölene ne çare!
Bir kez daha paranın, kapitalizmin canavarlığı yüzünden canlar gitmişti!

Aradan geçti tam 53 sene, yani 1910 yılı geldi, 2. Enternasyonele bağlı kadınlar konferansında ( Uluslararası sosyalist kadınlar konferansı) 8 martın Dünya Kadınlar Günü olması kararı alındı. 1921'de Moskova'da bu ad, Dünya emekçi Kadınlar Günü olarak değiştirildi. Tahmin edeceğiniz üzere uzun yıllar boyunca çoğu ülkede 8 martın kutlanması yasaklandı. Ama işte bilirsiniz, zamanla en olmadık şeyler bile değişir. Nitekim 1960 yılında, o kadınların ölümünden tam 103 sene sonra, Amerika'da bile Dünya Kadınlar Günü adıyla kutlamalar başladı.

Durum özet olarak böyle, sizler de okuyunca hatırladınız eminim. Enteresan ve üzücü olan ise aradan geçen 157 yılda bazı şeylerin değişmemesi..
Mesela gidin Ümraniye'nin, Dudullu'nun ara sokaklarındaki fason konfeksiyon atölyelerine. Buralarda işçiler sabah 8 de iş başı yaparlar, akşam 7 güya paydos saatidir. Hayır değildir, haftanın en az 3 günü gece 10-11'lere kadar sürer mesai. Tam 15 saat çalışırlar! Güya yasaya göre sınırlamalar vardır, kim takar yasayı? Fazla mesaiye kalmayan işçi, kendini kapının önünde bulacağını bilir. Kadınmış, anneymiş kimin umurunda! Yıllarca tekstil sektöründe çalışan biri olarak yakından şahidim ben insanlık dışı çalışma koşullarına. Anlatmaya kalksam sayfalar yetmez, o derece yani!
Atölyeden büyükçe firmalarda sendika ile duruma çözüm bulmak isteyenlere ise aynı 157 yıl önce olduğu gibi bugün de polis saldırır.

Hak aramak hep suçtur, değil midir? 

Aslında plazalarda, 9-5 çalışan beyaz yakalılar pek bilmez bu durumları; hoş onların da kendilerine göre dertleri vardır. İş yaşamı zor, iş yaşamı çetin, iş yaşamı kıran kırana mücadele ile geçen bir savaş arenasıdır adeta. Bir de kadınsanız zorluklar misliyle yaşanır.
Kadın cinayetlerinden, kadın ayrımcılığından, çalışan kadın sayısının her geçen gün azalmasından, kadınların evlere hapsedilmek istenmesinden bahsetmiyorum bile..
Onuruyla, alnının teriyle  evde, ofiste, tarlada, fabrikada çalışan, emeklerinin karşılığını layıkıyla alamayan tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü dayanışma ruhuyla kutluyorum sadece..


NOT: Artık şu "bayan" kelimesini unutmak gerek, "kadın" demekten utanmasın kimse; bu da başka bir yazının konusu olsun.


6 yorum :

  1. Kadınlık tarihiz acılarla örülü. Hakkını arayana da bedel daha da fazla. Bizler bugünlere, o hak arayanların gözyaşlarının billurlaşmasıyla gelebildik. İyi günlere çıkmak dileğiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel söylemişsiniz; bugün elimizde haklarımız varsa, geçmişte dökülen gözyaşları ve alın terlerin sayesindedir. Umarım çok daha güzel günler göreceğiz, sevgiler..

      Sil
  2. Çok anlamlı olmuş yazınız. Tebrikler... Ben de buradan kutluyorum 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, sizin de gününüz kutlu olsun, sevgilerimle:)

      Sil
  3. Hepimiz daha güzel anlamlı bir Dünya yaratmak için savaşıyoruz hepimiz İYİ niyetliyiz. Bütün emekçilerin Günü Kutlu olsun. Bu Yaşam savaşı içinde enerjimiz azalmadan herkesi herşeyi Hoşgörüyle karşılayabileceğimiz günlerimiz olsun! Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel dileklerinize katılıyorum, sevgiler:)

      Sil